Ne aramıştın?

5 Temmuz 2012 Perşembe

Everyday I'm shufflin' in Heidelberg...

Selamlar,

İşte yine bir başka yurtdışı yolculuğunda beraberiz. Akşama türk gecesi var :) Döktüreceğim teveccüğünüz... Yazılar sonraya

Chau

P.S : Dinlemelik bugünkü tavsiyem "Woke up this morning"

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Şundan Bundan Aradan Sonra

Neredeyse bir yıl olmuş yazmayalı. Değişen ise herşey ve hiçbir şey. Olur öyle arada. Ama bavul toplayıp gitmek lazım azizim. Buralarda kalmak iyice zorlaşmış. O zamana kadar da ruhumun gıdası gelsin biraz size. Ayrıntılar da sonraya


Öptüm


19 Haziran 2011 Pazar

Müzik (ama iyi olanından)

           Pc'ye attığım yeni müziklere bakarken, küçüklüğümden beri dinlediğim ama hep adını unuttuğum şarkıları keşfettim yeniden. Ama bugün Harlan Coben - Orman'ı okurken dinlediğim bu şarkıların söyleyenlerinin hepsinin adının geçtiğini görünce tırsmadım değil hani. Bilmem bu bir tesadüf  mü? Neyse boşver de ben size bu şarkıları söyleyeyim. Yazı gelecek ama arşiv yapıyorum biraz. Hadi hayırlısı, iyi dinlemeler..












Amanın çok müzik atmışım, ama iyidir yani. dinle.


Auf Wiedersehen...

16 Haziran 2011 Perşembe

Dark day after dark night

                 Yargısız infazdan çok sıkıldım ben artık. Uyarmadani dinlemeden, karşındakinin tepkisini göremeden art arda kelimelerin sıralanmasından yoruldum. Artık iyi çocuk olmak istemiyorum. Bana hiç faydası olmadı açık söyleyeyim. Ne arkadaş çevremde ne ailemde . Söylenen sözler karşısında artık cevap  vermek, kendimi savunmak yerine susuyorum. Bütün içimdeki cümleler paragraflar hep boyutları büyüyor, çığa dönüşüyor. Nedeni ise bazıları için ağzımdan çıkan hiçbir kelimenin öneminin olmaması. Ben ne istiyorum, nasıl kendimi gelşitireceğim, ne olacağım, yaratmak istediğim özellikler nelerdir? Ben bu sorularımın dikkate alınmasını istiyorum  benim için birşey yaratılmasını değil. Mümkün olduğunca erken kendi yaşantımı kurmalıyım kendime ait bir dünya belkide bu psikopatça olabilir ama bu raddeye geldim artık. Getirdiler beni. Öyle ki şu anda benim hakkımda çok şey bilmelerini istemiyorum, çünkü bunun onlar için önemsiz olduğunu düşünüyorum. Hep merak içinde olsun veya ben onun/onların kuzu gibi olduklarını biliyim. Sadistleşiyorum giderek. Canavarlaşıyorum. Ergen modlarına giriyorum, aslında yaratmak istemediğim bir benlik oluşuyor içimde. Harp yerine döndüm. Sinirlerimi, duygularımı kontrol edemiyorum. Bilemiyorum..

5 Haziran 2011 Pazar

Kavramlar 1 : Müzik

Sting - Every Breath You Take / Dünyada yapılmış sanılan en romantik şarkılardan biri (aslı ise dünyada yapılmış en sapık şarkılardan biri)


Santana - Black Magic Woman / Santana'nın yapmış olduğu en iyi 2. şarkı. Sizi alıp götürür. (1. smooth ona laf yok)


Madonna - Die Another Day / Kesinlikle dayanma gücü ve farklı şeyler yapma isteği verir.


Dubliners - Rocky Road To Dublin / Sherlock Holmes'a çok yakışır, söylemek oldukça zordur ve insanı mutlu eder :)


Buena Vista Social Club / Şarkı seçemeyeceğim. Hepsi bende dinginlik ve dans etme isteği oluşturuyor.


ABBA - Gimme Gimme Gimme / !


Moby - Extreme Ways / Bana arabaya atlayıp uzaklara gitme isteği verir.


Michael Jackson - Thriller / Dansı denenmeli, devrim yaratmıştır ve spora süper gider.


Depeche Mode - Wrong / Klibi çok etkilidir ve bazen ruh halini çok iyi yansıtır. Bazen araba geriye doğru gider.


Led Zeppelin - Heartbreaker / Ayağınızla ritim yapacağınız, gitar sesine hayran kalacağınız olay,  hayran kalmıyorsanız muhtemelen bu şarkıyı dinlemiyorsunuzdur.


Queen - I Want It All / Muhteşemlikte sınır tanımayan grubun kendisi gibi olan şarkı.


ZAZ - Je Veux / İnsanı biraz kendine döndüren ve düşündüren şey, tam otobüsün camından bakarken dinlenmesi lazımdır. Yağmurlu hava tercih edilir ama zorunlu değildir.


Editors - Papillion / Koşma isteği veriyor, aynı klibindeki gibi. Kurtuluşu simgeliyor benim için.


Şu anlık bu kadar. Aşık olduğum şarkılardan bazıları. Belki devamı gelir...

3 Haziran 2011 Cuma

Sabahın Körü

            İlkler üstüne ilk bugün! Hayırdır... Sabahın köründe birşeyler yazmak geldi içimden. Farkettiyseniz arkaplanı değiştirdim. Güzel olmuştur umarım :) Olmuştur canımmm. ihi. Hem ödevlerimle uğraşıyorum hem de yazın keyfini çıkarıyorum. Dün gidilen Moda Sahili çok güzeldi ama eve gelince başımı yerinde tutamıyordum. Makinam yanımdayken (Fujiflim j36 - yani janjanlı olan değil) bir iki tane manzara da çekiyim dedi. İşte burada



          Tabisi bugün cuma olduğuna göre size iki yeni film müjdem var. Birincisi X-Men : First Class. Xavier ve Magneto'nun geçmişini anlatıyor. Yalnız şöyle birşey farkettim, X-Men'in 4. filmi - Wolverine - ve şu yeni film, ilk üçten çok daha iyi. O zaman karakterler ezer X-Men ekibini. Kaçırdığım bir başka film olmaması dileğiyle... Diğeri ise Hangover 2 . Hangover'ı izlememiş olmamama rağmen - evet itiraf ediyorum izlemedim - oradaki çinli adamın bir mayoyla piyano çaldığını görmemden sonra iyi bir film olduğunu tahmin etmiştim. Şimdi ise ne olduğunu görmek için başka bir fırsat elime geçti. Artık biri indirirse tabi :P 
     
          Yarın ise Z. ile eğlence beni bekler. Bir aydır sürüklenen planımızı sonunda gerçekleştireceğiz :)) Mutluyum. Ayaklarımıza kara sular inene kadar gezeriz artık. Bir de hiç yemediğim birşeyi yiyip kendimi tehlikeye atarım (üzgünüm anne hala yararlı şeyleri sevmiyorum). 

          Bir de ablama ve M.Ç. ya öpücük gönderiyorum. Onlar nedenini biliyorlar. Onlara da en kısa sürede sürpriz yapmalı, ama ne acaba?... Taslaklarımı ise daha geniş zaman bulursam yayınlayacağım. Benden bu kadar - tabii şimdilik. 

Ciao 

     

31 Mayıs 2011 Salı

Hoş Geldin Yaz!

           Yuppi! Sorumlulukların çoğu gitti, azı kaldı - bir düşünüyorum, ulan hala var ama bişiyler. - Neyse artık istediğim şeyler üzerinde yoğunlaşabileceğim. Umuyorum. Evde kurabiye yaptım ama başka fırında yapmıştım, olsun kurabiye yerine bisküvim oldu (pardon püskevit diyecektim.). Şu anda ise aslında başka blogları keşifteyim.    Eh ufku açmak lazım değil mi? Odayı ve beyni toplayalım daha çoooook şey var yazacağım. Bu arada Nikita'yı izleyin ben buralarda takılırken, tavsiye edilir.


Au Revoir