Ne aramıştın?

gelecek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gelecek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Yemek Yapmak vs. Spor

       Ah! Gelecekteki mesleğimi görür gibiyim. Ne kadar ders çalışsam ve mühendislik olma hayallerim devam etse de, bazen içimden "Bas git hadi İtalya'ya harca üç yılını" demiyor değilim. Benim için bir tutku ama kendimi hala bu konuda çok zayıf görüyorum -ki bu da çok anormal birşey değil.- İnsanlara yaptığınız tatlıyı veya yemeği tattırmak ve onları sadece bunla mutlu etmek dünyanın en muhteşem şeylerinden biri. Allahtan ben yapınca çok yemeyen bir insanım (insan beslemek sonuçta kilo aldırmıyor :P). Maalesef ki bu aralar gurme zevklerinden vazgeçip binlerce yıl öncesi atalarımızın yerleşik hayata geçtikleri zaman gibi, sebze, meyve, süt vs. ile besleniyorum. Kısmet işte naparsın. Ama sonuçlarını görmek de güzel. Hele geçen gün sitede koşarken bir tenis hocasının bana övgüleri beni oldukça mutlu etti :)) Her hareket ettiğimde bu bana güç veriyor. Sanki herşeyi yenebilirmişim gibi. Spor yaparken de şu aralar playlistimde olan şarkıları sizinle paylaşmak istiyorum - aslında tür olarak oldukça alakasızlar, takılma.


Adele - Rolling in the Deep
The Rolling Stones - Paint it Black
Michael Jackson - Who is it
Rihanna - Who's that Chick?
Hans Zimmer - Dream is Collapsing
Jennifer Lopez - On the Floor
E. S. Posthumus - Nara
Dubliners - Rocky Road To Dublin
Paloma Faith - Upside Down
Michael Jackson - Hollywood Tonight
Hurts - Wonderful Life
Duck Sauce - Barbra Streisand
The Black Eyed Peas - Just Can't Get Enough
Joe Cocker - Unchain My Heart
Royksopp - What Else Is There
Editors - You Don't Know Love


İyi dinlemeler, görüşürüz..

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Revenge is a dish best served cold..

      
       Yazı vakti :) Sonunda yine zaman bulabildim.(Resmi çok tuttum. Kill Bill <3) Gündemle başlayalım. Püskevit kelimesini söyleyen Bahçelicim, şimdi de mitinglerinde püskevit dağıtmaya başlamış. Ne diyelim hayırlı olsun. Önündeki ekran bozulduğu için gazını 1 dk. boyunca kaybedip, muhalefet için saygı durulunda (!) bulunan Recepçim ise sonunda yüzleri güldürdü. Kemal ise çıkartmalar yapmayı sürdürmekte. Üçlü arasında oynanan - tabi arada yedekler girip çıkıyor, ama hiç bu konuya girmeyelim - paslaşmalarda ise maalesef icraat kelimesi çok geçmiyor. Onun yerine salak reklamlar izliyoruz. O parayı fakir fukaraya dağıtsalar, kazanırlar valla. Ama sakalımız yokki sözümüz dinlensin.


     Clive Cussler'ı okumamı söylüyordu bir arkadaşım uzun süredir. Bende sonunda onun tavsiyesine uyup bir tane okudum. Hazine. Şimdi de başka bir kitabına başladım :) Teşekkürler Z!


     Uzun süredir yakınımda olup beni bu kadar tanımayan varmış. Şaşırdım açıkçası. Ve bir daha açıklığın ne kadar önemli olduğunu anladım. Siz siz olun söyleyin anasını satıyım. Ben de uygulamaya geçeceğim. İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa di mi ama! Sabır sınırlarım deneniyor anlayacağınız bu aralar. Hem de çoklu olarak. Neyseki biryerlerden kargoyla geliyor haftalık olarak kendileri. Güncelleme yapıyorum. Ablama ve M ve B. ye öpücüklerimi sunuyorum. Sizi çok seviyorum.

    Karar verdim şu önümdeki 2 yılı takvim alıp, hergün çizeceğim. Geri sayım hesabı. 2013ün  Haziranı gelsin sonrasında kendimi bir motorun üzerinde Avrupa'ya atacağım. Rüzgarda saçlarım savrularak. Yakında ise bir havuz sefası düşünüyorum arkadaşlarla. İyi gelir, rahatlatır bence. Az kalsın söylemeyi unutuyordum, bu yaz yolculuk Viyana'ya ;) Planlar yapılmaya başlandı. Sachertorte (çikolatalı Avusturya'ya özgü bir turta) ve kocaman şnitzel yenecek, bir konser, müzikal ve klasik müzik konserine gidilecek (bilet alabilirsem :P) . Salzburg'a göz atılacak. Mozart ve Freud unutulmayacak. Tabi daha çok var yapılması gereken, hala arayışlardayım
  
   Yakında ise fotoğraflarımı yayınlamaya başlayacağım. Biliyorum amatörce olacak çektiklerim ama olsun, yine de ben çekmiş olacağım. Başlangıç evler ve manzara..  


Für jetzt, das ist alles. Tschüs!

30 Ekim 2010 Cumartesi

Madmen

Hiç Madmen hayranı olmadım ama bu sezon başlangıcını yaparken iki şey dikkatimi çekti. Birincisi duvar fotolarını başarılı buldum. ikincisi ise reklamındaki soundtrack cidden başarılıydı ve anladığım kadarıyla dizideki gelişen olaylar da uyuyordu. Şarkı nedir derseniz "Amelie - Gotta Work" . İnsanın cidden zorluklara rağmen bu tür şeylerin her zaman olabileceğini ve çabalayarak daha iyi bir yere gidebileceğimizi hatırlatıyor. Bu da bana gelecekle ilgili kaygılarıma ve gerçekleştirebileceğimi bilemediğim hayaller karşısında güç veriyor. Tek istediğim 10 yıl sonra "Yaptım." demek kendi kendime. Belki de bu şarkıyı dinlerken gülümserim o zaman. Tavsiye ederim şarkıyı, iyi gelecektir :)