Ne aramıştın?

30 Nisan 2011 Cumartesi

Kitap : Casusluk

        İlk önce kitapla başlayayım. Casusluk. Açıkçası her zaman ilgilendiğim konulardan bir tanesi. Bir şeyler araştırmayı hep sevdiğimden ajan olmak isteği vardır ezelden beri bende. Kitap bazı yönlerden sübjektif olsa da tarafsız kalmaya çalışıyor. CIA'in doğuşu anlatılıyor. Ve bu zamana kadar gelişi. Amerika'nın reklamı yapılmadan bazı şeyleri öğrenebilmek güzel gayet. İkinci Dünya Savaşında başlayan CIA öncesi hazırlık kurumundan nerelere gelinmiş.. Teknik Operasyonlar bölümü var kitabın çoğunluğunda. Çünkü her zaman teknolojik öncelik, avantajı sizin elinize veriyor. Eskiden her yapılan casusluk aleti icatı, sadece o ülkeye özgü kalabilirken maalesef bugün bunun olmasının imkanı yok. Bazı hoşuma giden icatları söyleyeyim. sigara şeklinde silah, un şeklinde patlayıcı, dinleme aletleri vs. vs. Kitabın bazı  bölümleri daha acıklı. SSCB'de ikili ajanların KGB tarafından yakalandıktan sonraki olaylar ve resimler yansıtılmış. Resimler olsun, bölümlerdeki konu başlıkları; o kadar kalın bir kitap da olsa bir roman gibi kendine bağlamayı biliyor.

      Şimdi hayata geçelim. Kafamdaki tilkiler çoğalmaya devam ediyor diyebiliriz. Okuldaki rahatsızlıklarımdan dolayı gelecek kaygım artmakta, haberleri ve insanları gördükçe moralim daha da bozulmaktadır. Gençliğimin gittiğini düşünüyorum bazen. Okumak yerine fotoğrafçılık mı yapsam?... Bir de ideallerime bu kadar da ters düşmese. İstediğim hem hobilerimi hem de işimi devam ettirebilmek ileriki hayatımda. Bazı şeyleri silmek zorunda kalmamak. Şu anda tek diyebileceğim kısmet. Göreceğiz. 

      Bugün İstanbul'da hava o kadar güzel ve ışıldıyor ki! Canım arkadaşımla 3 saat dolaştık gezdik yorulduk ama çok eğlendik. İlaç gibiydi. İnsana (ve özellikle bana) ayrı bir hava katıyor güneş ve sıcaklık. Mutluyum yani biraz olsun :P Bir de sürprizler yapıldı bana li değme keyfime. Yeni yerlerde keşfedildi. En kısa zamanda plan ilginç şeyler yemek ve sahaflardan kitaplar toplamak. İkisine de ilgim sonsuz. Doymayan bir açlık benimkisi. Mesela makaron, süper bişiy :)))) Onun dışında benim gözümde izlenilmesi gereken filmler var. Thor en kısa zamanda mümkünse 3d olarak arkadaşlarla. Requiem For A Dream filminin ise önce müziği etkiledi beni sonra da konusu. Sağolsun arkadaş getirdi fırsat kolluyorum seyretmek için. Konusu uyuşturucu ve hayatın acı gerçekleri ve gerçekdışılık da diyebiliriz. Sarsmak için yapılmış insanları bence. Hep tekdüzelik iyi değil. 

     Şu anda elimde Ahmet Ümit - İstanbul Hatırası. Gitme vakti geldi, yazılacak çok şey var ama kafayı toparlamalı. Ciao